Türkiye'nin deprem gerçeğiyle yüzleşen milyonlarca insan, her sarsıntı sonrası artan endişeyle başa çıkmaya çalışıyor. Uzmanlar, deprem korkusunun normal sınırları aştığında, günlük yaşamı ve bedensel sağlığı olumsuz etkileyen bir kaygı bozukluğuna dönüşebileceğine dikkat çekiyor. Peki, bu korkuyla nasıl başa çıkılır? İşte uzmanlardan önemli uyarılar ve çözüm önerileri.

Deprem Korkusu: Güven Duygusunun Sarsılması

Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Önder Kavakçı, depremlerin insanların temel güven duygusunu nasıl sarstığını şu sözlerle açıklıyor: “İnsanlar bastıkları toprağın, içinde bulundukları yuvanın güvende olduğunu varsayarlar. Eve girdiğinizde rahatlarsınız, emniyettesinizdir. Deprem, bu en güvende olduğumuz yerle ilgili inançlarımızı sarsar ve ‘hiçbir yer güvenli değil’ algısına yol açar.” Bu durum, özellikle tekrarlayan depremlerle birlikte daha da derinleşen bir kaygıya neden olabiliyor.

Kaygı Bozukluğuna Dönüşen Korku Belirtileri

Küçük sarsıntıların kısa sürede unutulabileceğini belirten Kavakçı, tekrarlayan depremlerin sürekli bir tehdit algısı yarattığını vurguluyor. Bu durumun belirtileri ise şöyle sıralanıyor:

• Kişi, o anda sarsıntı yokken bile sarsılıyormuş gibi hissedebilir.
• Masanın ya da koltuğun hafif hareketi bile alarm sistemini tetikleyebilir.
• Sürekli tetikte olma hali, uyku düzenini bozabilir ve yorgunluğa neden olabilir.

Bu belirtiler, deprem korkusunun kaygı bozukluğuna dönüştüğünün işaretleri olabilir ve bu durumda mutlaka bir uzmana başvurmak önemlidir.

Deprem Korkusuyla Başa Çıkma Yolları

Deprem korkusunu yönetmenin mümkün olduğunu vurgulayan uzmanlar, şu önerilerde bulunuyor:

• Bilinçli Farkındalık: Korkunuzu kabul edin ve onu anlamaya çalışın.
• Bilgi Edinin: Deprem hakkında doğru ve güvenilir kaynaklardan bilgi edinin.
• Hazırlıklı Olun: Deprem çantası hazırlayın ve deprem anında yapılması gerekenleri öğrenin.
• Sosyal Destek: Aileniz ve arkadaşlarınızla duygularınızı paylaşın.
• Profesyonel Yardım: Gerekirse bir psikolog veya psikiyatristten destek alın.

Unutmayın, sürekli tetikte yaşamak gerçek bir yaşam biçimi değildir. İnsan zihni bu gerilime uzun süre dayanamaz. Bu nedenle, korkularınızla yüzleşmek ve onlarla başa çıkmak için adımlar atmak önemlidir.

Deprem sonrası yaşanan kaygı bozuklukları, toplumsal sağlık açısından önemli bir sorun teşkil ediyor. Bu nedenle, bireysel ve toplumsal düzeyde psikolojik destek mekanizmalarının güçlendirilmesi, depremzedelerin yaşadığı travmanın etkilerini azaltmak ve normal yaşama dönüşlerini kolaylaştırmak için büyük önem taşıyor.