İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Ekrem İmamoğlu hakkında başlattığı casusluk soruşturması gündeme bomba gibi düştü. Soruşturmada yer alan "veri sızıntısı" iddiası ise yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. İddiaya göre, "İstanbul Senin" uygulaması üzerinden vatandaşların kişisel bilgilerinin yabancı ülkelere satıldığı öne sürülüyor. Gazeteci İsmail Saymaz ise bu iddialara sert tepki gösterdi.

"Vatandaşlık Bilgilerimiz Zaten Ortada!"

Halk TV'de Ebru Baki'nin sunduğu "Para Siyaset" programına konuk olan İsmail Saymaz, iddiaları mantık dışı olarak değerlendirdi. Saymaz, "Ben YSK'nın sitesine giriyorum, 1960'tan bu yana seçim istatistiklerini görebiliyorum. Türkiye'de seçmen profilleri ne kadar gizli olabilir ki?" sorusunu yöneltti.

Saymaz, açıklamalarına şu şekilde devam etti:

"Kimlik bilgilerimiz zaten internete düşmüş durumda. Benim telefonumu, kimlik bilgilerimi, hatta soyağacımı Telegram gruplarında satıyorlar. Bununla ilgili soruşturmalar dönem dönem açılıyor zaten. Vatandaşlık bilgileriyle seçmen bilgileri arasında ne fark olabilir ki?"

Saymaz'ın bu sözleri, Türkiye'de kişisel verilerin güvenliği konusundaki endişeleri bir kez daha gündeme getirdi.

Merdan Yanardağ'a Destek

Soruşturma kapsamında Tele1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ'ın gözaltına alınmasını da değerlendiren Saymaz, Yanardağ'a destek çıktı. Saymaz, "Merdan Yanardağ sosyalist bir gazeteci, hayatı boyunca en zor dönemlerde bile Türkiye'den ayrılmadı. Cezaevine girdi, çıktı ama casuslukla suçlanması gerçekten akıl dışı" ifadelerini kullandı.

Soruşturmanın Niteliği Tartışılıyor

Programda yer alan gazeteci İbrahim Kahveci ise soruşturmanın niteliğini eleştirerek, "Savcılığın açıklaması bana Ergenekon günlerini hatırlatıyor. 10 yıl önce gömülmüş silahların, dünkü gazetelere sarılı olduğu söyleniyor. Şimdi de benzer bir tablo var" dedi.

Ekrem İmamoğlu hakkındaki casusluk soruşturması ve İsmail Saymaz'ın açıklamaları, Türkiye'de siyasi arenada ve medya dünyasında büyük yankı uyandırdı. Soruşturmanın nasıl sonuçlanacağı ve iddiaların ne kadarının doğru olduğu ise merakla bekleniyor. Kişisel verilerin korunması ve gazetecilerin ifade özgürlüğü gibi önemli konuların da bu süreçte daha da önem kazanacağı aşikar.