
Kadın Sığınakları Kurultayı: Şiddete Feminist Çözüm Şart mı?
Kadın Sığınakları ve Dayanışma Merkezleri Kurultayı, bu yıl 28. kez İstanbul'da düzenlendi. Kurultayda, Türkiye'de sosyal hizmetin eksikliğinde erkek şiddetiyle mücadelede feminist yöntemlerin gücü ve imkanları tartışıldı. Kurultayın sonuç bildirgesi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nde kamuoyu ile paylaşılacak.
Kurultayda Öne Çıkan Başlıklar
Kurultayın ilk oturumunda, sosyal hizmetin kadın hareketinden uzaklaştığı ve neoliberal muhafazakarlığın yükseldiği bu dönemde, sosyal hizmetin hayırseverliğe değil, hak temelli bir dayanışmaya dayanması gerektiği vurgulandı. Ayrıca, kadına yönelik şiddetin bireysel değil, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan yapısal bir sorun olduğu belirtildi. Neoliberal politikaların sosyal hizmeti "sosyal yardıma" indirgediği ve belediyelerin kaynak yetersizliği nedeniyle sığınak hizmetlerinde zorlandığı ifade edildi.
İkinci oturumda, toplumsal cinsiyet karşıtlığı ve politikaların şiddetle mücadeleyi nasıl etkilediği tartışıldı. Erkek şiddetinin yalnızca ev içi bir mesele değil, devlet politikaları ve eşitsizliklerle örülü bir yapı olduğu vurgulandı. Eşit ilişki kurmanın yalnızca bireysel bir çaba değil, nedenlerin ve sonuçların iç içe geçtiği bir politik süreç olduğu belirtildi.
Kaos GL temsilcisi Hayriye Kara, LGBTİ+ bireylerin sosyal hizmetlere erişimde yaşadığı zorlukları anlattı. Kara, "Devlet, toplumsal cinsiyet kavramını kamusal söylemden silerken, LGBTİ+ haklarını aileye tehdit olarak tanımlıyor. Bu da hem bireyleri hem profesyonelleri doğrudan etkiliyor" dedi.
Nafaka, Velayet ve Şiddet Döngüsü
Mor Çatı gönüllüsü avukat Funda Ekin, kadınların şiddetten uzaklaşma sürecinde nafaka, velayet ve çocuk görüşü gibi konuların yalnızca hukuki değil politik meseleler olduğunu vurguladı. Ekin, "Aileyi koruma" politikalarının kadınların nafaka ve velayet haklarını tartışmalı hale getirdiğini belirterek, "Ahlaka aykırı yaşam" gerekçesiyle nafaka hakkının kaldırılmasının kadınları yeniden şiddet ortamına ittiğini söyledi.
Kurultayın ilk günü, kamuoyunda "11. Yargı Paketi" olarak bilinen düzenlemeye karşı yapılan ortak açıklamayla sona erdi. Açıklamada, "Yargı paketi erkek egemenliği yeniden üretmeyi, kadınların bedeni ve emeği üzerinde hak iddia etmeyi amaçlıyor. Kadınlar ve LGBTİ+’lar buna karşı mücadele edecek," denildi.
Kurultayın Sonuçları ve Etkileri
Kurultayda, kadın örgütlerinin merkezileşme ve bürokratikleşme nedeniyle zayıfladığı, yerel düzeyde feminist sosyal hizmet modellerinin güçlendirilmesi gerektiği vurgulandı. Kurultayın sonuç bildirgesi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nde kamuoyu ile paylaşılacak. Bu bildirgenin, erkek şiddetiyle mücadelede feminist yöntemlerin daha etkin bir şekilde uygulanmasına yönelik önemli adımlar içermesi bekleniyor.








