Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA),merakla beklenen 2024–2025 Adli Yılı Gazetecilik ve İfade Özgürlüğü Davaları İzleme Raporu’nun çarpıcı sonuçlarını kamuoyuyla paylaşıyor. 28 Kasım 2025 tarihinde İstanbul’da düzenlenecek özel bir lansmanla sunulacak rapor, Türkiye’deki ifade özgürlüğünün ve hukukun üstünlüğünün kritik bir analizini sunuyor. Bu yılki raporun başlığı ise oldukça dikkat çekici: "Yargı, Sansür ve Direnç: 2025 İfade Özgürlüğü Yargılamalarının Anatomisi". Raporun detayları ve gazeteciliğin karşı karşıya kaldığı zorluklar, düzenlenecek panelde masaya yatırılacak.

Raporun İçeriği ve Önemi

The Marmara Pera Hotel’de gerçekleşecek olan etkinlik, saat 17.30’da başlayacak ve hem Türkçe hem de İngilizce simultane çeviri imkanı sunulacak. MLSA’nın 2018 yılından beri titizlikle yürüttüğü “Gazetecilik ve İfade Özgürlüğü Davaları İzleme Programı” çerçevesinde hazırlanan bu kapsamlı rapor, adli yıl boyunca takip edilen 250’den fazla dava ve 700’ü aşkın duruşmadan elde edilen zengin verilerle Türkiye’deki ifade özgürlüğünün ve hukukun üstünlüğünün güncel durumuna ışık tutuyor. Rapor, gazetecilerin ve medya kuruluşlarının karşılaştığı baskıları, yargı süreçlerindeki sorunları ve ifade özgürlüğünün sınırlarını somut örneklerle ortaya koyuyor.

"Yargı, Haber ve Sansür Üçgeninde Gazetecilik" Paneli

Raporun sunumunun hemen ardından, alanında uzman isimlerin katılacağı önemli bir panel düzenlenecek. "Yargı, Haber ve Sansür Üçgeninde Gazetecilik" başlıklı bu panelde, deneyimli gazeteciler Ercüment Akdeniz, Joakim Medin, Diren Yurtsever ve başarılı yönetmen Koray Kesik, gazetecilere yönelik artan yargı tacizini ve sansür mekanizmalarını derinlemesine tartışacaklar. Panel, medyanın karşılaştığı zorlukları anlamak ve çözüm önerileri geliştirmek adına önemli bir platform sunacak. Katılımcılar, gazeteciliğin geleceği ve ifade özgürlüğünün korunması için neler yapılabileceği konusunda fikir alışverişinde bulunacaklar.

İfade Özgürlüğü Neden Önemli?

İfade özgürlüğü, demokratik bir toplumun temel taşlarından biridir. Farklı düşüncelerin serbestçe ifade edilebildiği, eleştirel tartışmaların yapılabildiği bir ortam, toplumun gelişimi için hayati öneme sahiptir. İfade özgürlüğünün kısıtlanması, toplumun bilgiye erişimini engeller, farklı görüşlerin ortaya çıkmasını baskılar ve dolayısıyla demokratik süreçleri zayıflatır. Bu nedenle, ifade özgürlüğünün korunması ve geliştirilmesi, her bireyin sorumluluğundadır.

• Bireysel Gelişim: İfade özgürlüğü, bireylerin düşüncelerini özgürce ifade etmelerini ve kendilerini geliştirmelerini sağlar.
• Toplumsal Katılım: İfade özgürlüğü, bireylerin toplumsal konulara katılımını teşvik eder ve aktif vatandaşlık bilincini güçlendirir.
• Demokratik Süreçler: İfade özgürlüğü, seçimlerin adil ve serbest bir şekilde yapılmasını sağlar ve demokratik kurumların işleyişini destekler.
• Gerçeğe Ulaşma: İfade özgürlüğü, farklı görüşlerin tartışılmasına olanak tanır ve gerçeğe ulaşma sürecini kolaylaştırır.

MLSA'nın bu önemli raporu, Türkiye'deki ifade özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü konularında farkındalık yaratmayı ve bu alanda yaşanan sorunlara dikkat çekmeyi amaçlıyor. Raporun sonuçları ve paneldeki tartışmalar, Türkiye'deki medyanın ve gazetecilerin karşılaştığı zorlukları daha iyi anlamamıza ve çözüm yolları aramıza yardımcı olacak. İfade özgürlüğünün korunması ve geliştirilmesi için hep birlikte çalışmak, daha adil ve demokratik bir toplum inşa etmek için elzemdir.