İstanbul'da, hayatları boyunca eğitimden mahrum kalmış kadınların azmiyle yazılan bir başarı hikayesi, tüm Türkiye'ye ilham kaynağı oldu. "Okumaz" denilerek hayallerinden vazgeçirilmeye çalışılan 35 yaş üstü kadınlar, açılan okuma yazma kursunda eğitimlerini tamamlayarak mezuniyet sevinci yaşadı. Bu anlamlı günde, keplerini havaya fırlatan "altın kızlar", herkese umut dolu bir mesaj gönderdi.

Eğitimle Yeniden Doğuş

Ülkem Okuyor Derneği gönüllülerinden Uskumru İlkokulu öğretmeni Ahu Akdemir Köse, mahallesindeki kadınların eğitimden uzak yaşadığını fark ederek harekete geçti. Köse'nin MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü'ne yaptığı başvuru sonucunda, 8 kadın okuma yazma eğitimine başladı. 3 aylık yoğun bir eğitim sürecinin ardından sertifikalarını alan kadınlar, adeta yeniden doğmuş gibiydi.

Bu kursa katılan kadınların her birinin ayrı bir hikayesi vardı. Çocukken gizlice okula gittiği için babasından dayak yiyen de vardı, "kız çocukları okumaz" denilerek erkenden evlendirilenler de. Ancak tüm zorluklara rağmen içlerindeki öğrenme aşkını kaybetmeyen bu kadınlar, azimleriyle herkese örnek oldu.

Okuma Yazma Bilmenin Önemi

Okuma yazma bilmemek, hayatın birçok alanında zorluklara neden olabilir. Basit bir market alışverişinden, banka işlemlerine kadar birçok konuda başkalarının yardımına ihtiyaç duymak, insanı çaresiz hissettirebilir. İşte bu nedenle, okuma yazma öğrenmek, sadece harfleri bir araya getirmek değil, aynı zamanda özgürleşmek ve kendi ayakları üzerinde durabilmek anlamına geliyor.

Mezuniyet töreninde konuşan kadınlardan biri, duygularını şu sözlerle ifade etti: "Bugüne kadar hayatım, okuma yazma bilmediğim için en basit işlerde bile başkalarının yardımını isteyerek geçti. Şimdi ise her şeyi kendim yapabiliyorum. Bu benim için büyük bir özgürlük."

• Okuma yazma bilmek özgüveni artırır.
• Günlük işleri kolaylaştırır.
• Yeni bilgiler öğrenme imkanı sunar.
• Sosyal hayata katılımı destekler.

Geleceğe Umutla Bakmak

İstanbul'daki bu anlamlı mezuniyet töreni, sadece 8 kadının hayatını değiştirmekle kalmadı, aynı zamanda tüm Türkiye'ye ilham kaynağı oldu. Eğitimden mahrum kalan her bireyin, yeniden öğrenme fırsatı bulabileceğini gösterdi. Bu başarı hikayesi, Ülkem Okuyor Derneği ve benzeri kuruluşların önemini bir kez daha ortaya koydu. Bu tür projeler sayesinde, daha çok insanın hayatına dokunmak ve onlara yeni bir başlangıç imkanı sunmak mümkün olabilir.

Bu kadınların azmi ve kararlılığı, herkese örnek olmalı. Unutmayalım ki, öğrenmenin yaşı yoktur ve her zaman yeni bir başlangıç yapmak mümkündür. Bu "altın kızlar", keplerini havaya fırlatarak sadece bir mezuniyeti değil, aynı zamanda umudu ve geleceği de selamladılar.