22 Nisan 2025 Salı

Ahmet'in Acısı: Şiddet Bataklığı Kurutulmalı, Başka Ahmetler Ölmesin!

İstanbul Kadıköy'de 10 Nisan'da yaşanan ve 15 yaşındaki Ahmet Mattia Minguzzi'nin bıçaklı saldırı sonucu hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan olay, Türkiye'de derin bir üzüntü ve öfke dalgası yarattı. Dava süreci başlarken, "Başka Ahmetler ölmesin" feryatları yükseliyor. Bu olay, toplumdaki şiddet sorununu ve adalet arayışını bir kez daha gözler önüne serdi.

Duruşma Günü: Vicdanlar Adliyede Nöbette

Ahmet Mattia Minguzzi'nin öldürülmesiyle ilgili davanın ilk duruşması, Kadıköy Adliyesi'nde gerçekleşti. Yargılananların suça itilen çocuklar olması nedeniyle duruşmaya basın ve seyirciler alınmadı. Ancak, yüzlerce insan adliye önünde toplanarak aileye destek verdi ve "Ahmet için adalet, başka Ahmetler olmasın" sloganları attı.

Duruşmaya katılan bir kadın, "Trabzon'dan geldim. İki çocuğumu yataklarında bıraktım geldim. Ahmet'in başına gelenler benim çocuğumun başına gelmesin" diyerek olayın vahametini ve toplumdaki endişeyi dile getirdi. Ahmet'in yaşıtları, sol gözlerinin altına onun gibi siyah bir iz yapmıştı. Konuşamadılar, anlatamadılar ama adliye önünde yükselen sesler arasında en çok yankılanan, "Yetişkinler gibi yargılansınlar" talebiydi.

Hukuki Tartışmalar ve Toplumsal Talepler

Bu acı olay, sosyal medyada da geniş yankı buldu. Bir yanda "Yetişkinler gibi yargılansınlar" diyenler, diğer yanda hukukun evrensel ilkelerine sadık kalınması gerektiğini vurgulayanlar vardı. Peki, hangisi doğru? Gerçekten suça itilen çocukların "yetişkinler gibi" yargılanması, başka Ahmetlerin olmamasını sağlar mı?

Türkiye'de 18 yaşından küçük bireyler "çocuk" olarak kabul ediliyor ve ceza ehliyetleri yaşa göre belirleniyor. 15-18 yaş arası çocuklara ceza indirimi uygulanıyor. Ancak, kimi durumlarda bu indirim asgariye indirilebiliyor. Dünyada ise bazı ülkeler çocukları yetişkin gibi yargılıyor. Ancak, bu ülkelerde çocuk suçlarının azaldığını söylemek mümkün değil. Yani, ağır cezalar suçları azaltmıyor.

Avukatlar, suça itilen çocuk meselesinin devletin şiddet dili, kimlik ve ekonomik gelir eşitsizlikleri, uyuşturucu politikaları gibi birçok faktörle ilişkili olduğunu vurguluyor. Çocukların nefret dili ile büyüdüğünü ve bu durumun çok tehlikeli olduğunu belirtiyorlar. Ayrıca, mafyanın çocukları istismar etmesine karşı çıkılması ve devletin bu yapılarla etkin mücadele etmesi gerektiğinin altını çiziyorlar.

Çözüm Önerileri ve Gelecek Beklentileri

Dava sürecini yakından takip eden milletvekilleri, Meclis'te bir çocuk komisyonu kurulması ve ailelerin dinlenilmesi gerektiğini belirtiyorlar. Ayrıca, toplumsal şiddetin en aza indirilmesi için gerekli adımların atılması ve sorunun kökünden çözülmesi gerektiğinin altını çiziyorlar.

Bu elim olay, Türkiye'de çocukların korunması, şiddetin önlenmesi ve adalet sisteminin iyileştirilmesi konularında önemli bir dönüm noktası olabilir. Toplumsal şiddetin en aza indirilmesi, eşitlik mücadelesinin yükseldiği ve özgür yeni bir gelecek için adımlar atılması gerekiyor. "Başka Ahmetler ölmesin" feryadı, bu mücadelede bir umut ışığı olmalı.

  • Çocukların korunması
  • Şiddetin önlenmesi
  • Adalet sisteminin iyileştirilmesi

İlgili Haberler