Almanya'dan ABD'ye AfD Tepkisi: "Aşırı Sağ Durdurulmalı!"
Gündem

Almanya'dan ABD'ye AfD Tepkisi: "Aşırı Sağ Durdurulmalı!"


03 May 20255 dk okuma17 görüntülenmeSon güncelleme: 26 August 2025

Almanya Dışişleri Bakanlığı, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun Almanya için Alternatif (AfD) partisinin "aşırı sağcı oluşum" olarak sınıflandırılmasına yönelik eleştirilerine sert bir yanıt verdi. Bakanlık, bu sınıflandırmanın anayasayı ve hukukun üstünlüğünü koruma amacıyla yürütülen bağımsız bir soruşturmanın sonucu olduğunu vurgulayarak, tarihten aşırı sağın durdurulması gerektiği dersini aldıklarını belirtti.

AfD'nin Sınıflandırılması ve Almanya'nın Savunması

Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV) tarafından AfD'nin "kesin aşırı sağcı oluşum" olarak sınıflandırılması, partinin insan onurunu hiçe sayan aşırılıkçı eğilimleri ve etnik temelli halk anlayışının özgür demokratik düzenle bağdaşmaması gerekçelerine dayanıyor. Almanya Dışişleri Bakanlığı, bu kararın bağımsız mahkemeler tarafından verileceğini ve hukukun üstünlüğüne saygı duyulması gerektiğini vurguladı. Bu açıklama, ABD Dışişleri Bakanı Rubio'nun Almanya'nın gizli servisine muhalefeti izleme yetkisi vermesini "örtülü tiranlık" olarak nitelendirmesine bir cevap niteliği taşıyor.

Almanya'nın bu kararı savunması, ülkenin geçmişinden aldığı derslerle doğrudan ilişkili. Nazi Almanyası'nın yıkıcı etkileri, Alman siyasetinde aşırı sağa karşı güçlü bir duruş sergilenmesine neden olmuştur. Bu nedenle, AfD gibi aşırı sağcı eğilimler taşıyan partilere karşı alınan önlemler, demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün korunması amacıyla atılan adımlar olarak değerlendiriliyor.

ABD'nin Eleştirileri ve Almanya'nın Cevabı

ABD Dışişleri Bakanı Rubio, AfD'nin son seçimlerde ikinci sırayı almasının ardından bu partiye yönelik eleştirilerin "demokrasiye aykırı" olduğunu savunmuştu. Rubio, asıl aşırılıkçı olanın AfD değil, onun karşı çıktığı "ölümcül açık sınırlar politikası" olduğunu iddia etmişti. Ancak Almanya Dışişleri Bakanlığı, bu eleştirilere karşı çıkarak, AfD'nin sınıflandırılmasının anayasal bir süreç olduğunu ve bağımsız mahkemelerin son kararı vereceğini yineledi.

Bu tartışma, Batı dünyasında yükselen aşırı sağ hareketlere karşı nasıl bir tutum sergilenmesi gerektiği konusunda önemli bir ayrışmayı gözler önüne seriyor. Bir yandan, ifade özgürlüğü ve siyasi çoğulculuk ilkeleri savunulurken, diğer yandan demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün korunması amacıyla aşırı sağcı eğilimlere karşı önlemler alınması gerektiği vurgulanıyor.

Almanya'da Aşırı Sağ ve Anayasal Süreçler

Almanya'da Anayasa Mahkemesi'nin bir partinin anayasaya aykırı olup olmadığına karar verebilmesi için Alman hükümetinin, Federal Meclis veya Federal Eyalet Temsilciler Meclisi'nin mahkemeye başvurması gerekiyor. Ancak şu ana kadar bu üç anayasal kurumdan herhangi biri böyle bir talepte bulunmadı. Bu durum, AfD'nin geleceği ve Alman siyasetindeki rolü hakkında belirsizlik yaratmaya devam ediyor.

Almanya'da aşırı sağla mücadele, sadece siyasi bir mesele değil, aynı zamanda hukuki ve toplumsal bir sorumluluk olarak da görülüyor. Bu nedenle, AfD'ye karşı alınan önlemler, demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün korunması amacıyla atılan adımlar olarak değerlendiriliyor. Ancak bu süreçlerin şeffaf ve adil bir şekilde yürütülmesi, demokrasinin temel ilkelerinin korunması açısından büyük önem taşıyor.

  • Almanya, AfD'nin sınıflandırılmasını savunuyor.
  • ABD, Almanya'nın tutumunu eleştiriyor.
  • Aşırı sağla mücadele, hukuki ve toplumsal bir sorumluluk.

Almanya ile ABD arasındaki bu anlaşmazlık, Batı dünyasında yükselen aşırı sağ hareketlere karşı farklı yaklaşımların olduğunu gösteriyor. Almanya, geçmişinden aldığı derslerle aşırı sağa karşı sert bir tutum sergilerken, ABD ise ifade özgürlüğü ve siyasi çoğulculuk ilkelerini ön planda tutuyor. Bu farklı yaklaşımlar, gelecekte de benzer konularda ayrışmalara neden olabilir.