
Fatma Tokmak'ın Dramı: Kürt Sorunu Nereden Çıktı Diyenlere Cevap!
Hasta mahpus Fatma Tokmak'ın yaşadığı dram, Türkiye'deki Kürt sorununun ve cezaevlerindeki hasta mahpusların durumunun acı bir örneği olarak karşımıza çıkıyor. Yıllardır cezaevinde olan ve sağlık sorunlarıyla mücadele eden Tokmak'ın hikayesi, adaletin ve insan haklarının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.
Fatma Tokmak'ın İşkence Dolu Hayatı
Fatma Tokmak'ın hayatı, 1996 yılında 2,5 yaşındaki oğlu Azad ile birlikte gözaltına alınmasıyla tamamen değişti. Kürt olduğu için Türkçe bilmeyen Tokmak, misafir olarak gittiği bir evde yapılan baskın sonucu gözaltına alındı. İşkenceye maruz kalan Tokmak ve oğlu Azad'ın yaşadıkları, insanlık dışı muamelenin en acı örneklerinden biri oldu. Avukatı Eren Keskin'in ifadesine göre, Tokmak Türkçe bilmeden hazırlanan ifadeleri imzalamak zorunda kaldı ve işlemediği bir suçtan tutuklandı.
Oğlu Azad'ın ilk hatırası parkta oynamak, annesinin şefkatini hissetmek yerine, annesinin kucağında kolunda söndürülen sigaraların acısıyla gözlerini açmak oldu. Bu durum, sadece Fatma Tokmak'ın değil, Kürt çocuklarının da yaşadığı travmaları gözler önüne seriyor.
Cezaevinde geçirdiği yıllar boyunca sağlık sorunları artan Fatma Tokmak, kalp rahatsızlığı, bronşit ve astım gibi hastalıklarla mücadele etti. 2006 yılında hastalıkları nedeniyle tahliye edilse de, Yargıtay'ın cezayı onamasıyla 2010'da tekrar cezaevine gönderildi. İnsan hakları örgütleri ve avukatları, Tokmak'ın tahliyesi için defalarca çağrıda bulundu ancak Adli Tıp Kurumu'nun "cezaevinde kalabilir" raporu, umutları suya düşürdü.
Cezaevlerindeki Hasta Mahpuslar ve Adalet Arayışı
Fatma Tokmak'ın durumu, cezaevlerindeki hasta mahpusların yaşadığı zorlukları ve adaletsizlikleri simgeliyor. İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) raporuna göre, cezaevlerinde 335'i ağır olmak üzere en az bin 412 hasta mahpus bulunuyor. Adalet Bakanlığı verilerine göre ise, 24 Temmuz 2023 ile 20 Aralık 2024 tarihleri arasında bin 26 adli ve siyasi mahpus cezaevinde hayatını kaybetti. Bu veriler, cezaevlerindeki koşulların ve sağlık hizmetlerine erişimin yetersizliğini açıkça gösteriyor.
- Cezaevlerindeki hasta mahpusların durumu acil çözüm bekliyor.
- Adalet Bakanlığı'nın bu konuda daha duyarlı olması gerekiyor.
- Hasta mahpusların tedavi hakları güvence altına alınmalı.
- İnsan hakları örgütlerinin raporları dikkate alınmalı.
İnfaz Paketi ile kadınlara şiddet uygulayanların tahliye edilmesi, Fatma Tokmak gibi hasta mahpusların durumunu daha da trajik hale getiriyor. Bu durum, adaletin herkese eşit uygulanmadığı ve bazı suçların diğerlerinden daha hafif görüldüğü eleştirilerine yol açıyor.
"Kürt Sorunu da Nereden Çıktı" Diyenlere...
"Kürt sorunu da nereden çıktı" diyenler, Fatma Tokmak'ın hayatına bakmalıdır. Onun yaşadığı işkence, adaletsizlik ve sağlık sorunları, Kürt sorununun sadece siyasi bir mesele olmadığını, aynı zamanda insani bir trajedi olduğunu da gösteriyor. Bir annenin, bir kadının ve bir insanın yaşadığı acılar, görmezden gelinemez.
Unutmayalım ki, haksızlık kime yapılırsa yapılsın, hepimize yapılmıştır. Adaletsizlik, hukukun çiğnenmesi ve yaşam hakkının hiçe sayılması, sadece bireyi değil, tüm toplumu etkiler. Bu nedenle, insan hakları mücadelesi evrenseldir ve hiçbir hak, sadece "yakınımız" için talep edilecek kadar dar bir alana sıkıştırılamaz.
Fatma Tokmak ve onun gibi binlerce hasta mahpusun yaşadığı adaletsizliklerin son bulması için, hepimizin sesini yükseltmesi gerekiyor. Adalet, eşitlik ve insan hakları için mücadele etmek, insanlığımızın bir gereğidir.