Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan'ın Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yaptığı sunum, Hazine'nin faiz giderlerindeki çarpıcı artışı gözler önüne serdi. Enflasyonla mücadele kapsamında uygulanan politikaların bir sonucu olarak faiz giderlerinin yükseldiği belirtildi. Bu durum, bütçe açığı ve vatandaşın faiz yükü gibi önemli ekonomik göstergeler üzerinde de etkili oldu.

Hazine'nin Artan Faiz Giderleri

Fatih Karahan, sunumunda enflasyon odaklı politikaların faiz oranlarını belli bir seviyede tutmayı gerektirdiğini ve bunun da Hazine'nin faiz giderlerini artırdığını vurguladı. "Enflasyon odaklı hareket ediyoruz. Bu da faizi belli bir seviyede tutmamızı gerektiriyor. Bunun yansıması olarak da hazinenin faiz gideri artıyor. Birçok ülkede var bu, biz de de faiz giderleri artıyor" dedi. Bu durum, Türkiye ekonomisinin karşı karşıya olduğu zorlukları bir kez daha ortaya koyuyor.

Bütçe Açığı ve Vatandaşın Faiz Yükü

Meclis'e sunulan rapora göre, 2025 yılı bütçesinde bütçe açığı 1 trilyon 931 milyar lira olarak hedeflenirken, faiz gideri 1 trilyon 950 milyar lira olarak öngörüldü. Ancak, yıl içerisinde bu tutarların çok üstünde açık ve faiz gideriyle karşı karşıya kalınacağı belirtiliyor. Ağustos ayı sonu itibarıyla 907 milyar liralık bir bütçe açığı oluşurken, faiz gideri de 1 trilyon 425 milyar liraya ulaştı. Bu rakamlar, faiz giderlerinde önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 85,2 oranında bir artış yaşandığını gösteriyor. Vatandaşın faiz yükü ise 773 milyar liraya ulaşmış durumda.

Türkiye'nin Faiz Politikası ve Küresel Karşılaştırma

Türkiye, yüzde 40,5'luk politika faiziyle Venezuela'nın ardından dünyanın en yüksek faiz uygulayan ikinci ülkesi konumunda. Venezuela'da ise uygulanan politika faizi son artırımla birlikte yüzde 59'a çıktı. Bu durum, Türkiye'nin yüksek faiz politikasının küresel ölçekte ne kadar dikkat çekici olduğunu gösteriyor.

• Yüksek Faiz Oranları: Enflasyonla mücadelede kullanılan bir araç olarak görülüyor.
• Bütçe Açığı: Faiz giderlerindeki artışla birlikte daha da büyüyor.
• Vatandaşın Yükü: Artan faizler, vatandaşın ödeme güçlüğünü artırıyor.

Bu gelişmelerin ardından gözler, Merkez Bankası'nın Ekim 2025'teki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına çevrildi. Piyasalar, faiz kararının ne yönde olacağını merakla bekliyor. Küresel piyasalarda ise Fed'e yönelik faiz indirim beklentilerinin güçlenmesiyle pozitif bir hava hakim. Ancak, faiz indirimlerinin henüz kredilere yansımaması, piyasalarda tedirginlik yaratıyor.

Hazine'nin artan faiz yükü, Türkiye ekonomisi için önemli bir sorun teşkil ediyor. Bu durum, bütçe açığını derinleştirirken, vatandaşın faiz yükünü de artırıyor. Enflasyonla mücadele ve ekonomik istikrarın sağlanması için kapsamlı ve sürdürülebilir politikaların hayata geçirilmesi büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, faiz yükünün daha da artması ve ekonomik dengelerin bozulması kaçınılmaz olabilir.