Yazar Uğur Canbolat'ın "Tenha Sohbetler" serisinde bu hafta, "Zehir Gibi Okuyanlar" grubundan Hamza Bekik ile okuma üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirildi. Bekik, okumanın kendini yenileme ve dünyaya anlam katma yolculuğundaki önemini vurgularken, okuma alışkanlıkları ve kitap önerileriyle okuyuculara ilham veriyor.

Okuma Nedir?

Hamza Bekik'e göre okuma, sadece kitapları değil, insanı ve kainatı da okuyarak yaşamı anlamlandırmak demektir. Yaratan'ın ilk emri olan "Oku" emrini yerine getirerek, kendimizi sürekli güncellemek ve diri tutmaktır.

Okumaya başlama yaşı veya statüsü olmadığını belirten Bekik, merak duygusunun okumayı tetiklediğini söylüyor. İlgi alanları ve merak edilen konular insanı araştırmaya yöneltir ve bu araştırmalarda en iyi yardımcılar kitaplardır.

Zamanım yok veya okurken uykum geliyor gibi bahanelerin sadece mazeret olduğunu vurgulayan Bekik, okumak isteyen herkesin günümüzde her türlü olanağa sahip olduğunu belirtiyor. Her şeyi okumak zorunda olmadığımızı, ilgi duyduğumuz konularda okumaya başlayarak ufkumuzu geliştirebileceğimizi ve zamanla aydınlanabileceğimizi ekliyor.

Okuma Serüveni Nasıl Başladı?

Bekik, okuma serüveninin çocukluk yıllarında annesinin eline verdiği bir cüz ile başladığını anlatıyor. İlkokul öğretmeni Nuran Hanım'ın Kemalettin Tuğcu'nun tüm eserlerini okutması ve ortaokulda öğretmenlerinin okul kütüphanesini aktif kullanmaya teşvik etmesiyle okuma sevgisi daha da pekişmiş.

Ancak, okuma serüveninde acı bir hatırası da var: Tarık Buğra'nın "Küçük Ağa" romanını okurken babasının ders çalışmadığı gerekçesiyle kitabı elinden alıp sobaya atması. Bekik, o günden beri okumak için eline aldığı her yeni kitabın ilk sayfasında o alevlerin aksini gördüğünü söylüyor.

Okumayı dünden bugüne kendine bir yaşam şekli olarak belirlediğini ifade eden Bekik, okumayı kendini her an yenmek ve yenilemek için kullandığını belirtiyor.

Okuma Alışkanlıkları ve Öneriler

Yeni okumaya başlayanlara hikaye okuyarak başlamalarını öneren Bekik, metin okumanın ciddi bir zihinsel efor gerektirdiğini ve bunun için talimli olmak gerektiğini söylüyor. Hikaye ve romanlardan sonra fikri metinlere geçmenin daha uygun olduğunu belirtiyor.

Ancak, hep aynı tür kitap okumanın insanı köreltebileceğini, bu nedenle okuma yelpazesinin değişken olması gerektiğini vurguluyor. Şiir kitaplarını da çok önemsediğini ve arada bir şiir kitabını eline alıp sesli okumak gerektiğini ekliyor.

• Yeni başlayanlara hikaye okumak
• Okuma yelpazesini geniş tutmak
• Şiir okumak

Gençlerin mutlaka okuması gereken yazarlar arasında Mustafa Kutlu, Cengiz Dağcı, Alev Alatlı, Emine Işınsu, Halide Edip, Latife Tekin, Sait Faik, Reşat Nuri, Hasan Erimez, Şule Gürbüz, Yavuz Bahadıroğlu gibi isimleri sayıyor. Ayrıca, Dünya Klasikleri'nden de okunması gerektiğini belirtiyor.

Bir yazarın belli eserlerini mi yoksa tüm eserlerini mi okumak gerektiği konusunda ise, olanaklar dahilinde seçtiği yazarın tüm eserlerini okumaya çalıştığını, ancak yazarın eserleri yormaya başlarsa ara verip başka eserler okuyarak kendini dinlendirdiğini söylüyor.

Hamza Bekik'in "Zehir Gibi Okuyanlar" adlı bir grubu var. Bu şekilde "Güdümlü okuma" yapmanın ilave getirileri olduğunu belirten Bekik, grupla sözleşerek okumak ve kitabın kritiğini yapmak büyük bir motivasyon kaynağı olduğunu, üyelerin gurup motivasyonuyla okumayı ciddiye alıp notlar aldıklarını, farklı bakış açılarının ve anlayışların fikir dünyasına zenginlik kattığını ifade ediyor.

Hamza Bekik'in okuma serüveni ve "Zehir Gibi Okuyanlar" grubu, okumanın sadece bilgi edinmekle kalmayıp, aynı zamanda kişisel gelişim, kendini yenileme ve dünyaya anlam katma yolculuğunda da önemli bir rol oynadığını gösteriyor. Onun ilham veren okuma alışkanlıkları ve kitap önerileri, okuyuculara yeni ufuklar açıyor.