Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in Moskova'daki kritik buluşması, dünya gündemine bomba gibi düştü. İki liderin stratejik iş birliği vurgusu, uluslararası arenada yeni bir dönemin sinyallerini mi veriyor? İkili ilişkilerden küresel meselelere kadar birçok konunun ele alındığı zirvede, geleceğe yönelik önemli mesajlar verildi.

Çin-Rusya İlişkilerinde Yeni Bir Sayfa mı?

Şi Cinping, Çin-Rusya ilişkilerinin tarihsel temellerine ve güncel stratejik önemine dikkat çekerek, bu iş birliğinin sadece iki ülke için değil, küresel adalet ve çok taraflılık ilkesinin savunulması için de elzem olduğunu vurguladı. Özellikle tek taraflılık ve hegemonya girişimlerine karşı ortak duruş sergileme konusunda kararlılık mesajı verildi. İki lider, BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri olarak bu tehditlere karşı özel sorumlulukları bulunduğunu ve küresel bilinç inşasına katkı sunacaklarını belirtti.

Ekonomik ve teknolojik iş birliği de zirvenin önemli başlıklarından biriydi. Şi, iki ülkenin tamamlayıcı kaynak ve endüstriyel avantajlarını değerlendirerek ekonomi, ticaret, enerji, tarım, havacılık, uzay ve yapay zeka gibi alanlarda iş birliğinin geliştirilmesi önerisinde bulundu. Kuşak ve Yol Girişimi ile Avrasya Ekonomik Birliği arasındaki entegrasyonun derinleştirilmesi de hedefler arasında.

Putin'den ABD'ye Sert Eleştiri

Vladimir Putin ise Rusya-Çin ilişkilerinin eşitlik ve karşılıklı saygıya dayandığını vurgulayarak, bu iş birliğinin herhangi bir üçüncü tarafı hedef almadığının altını çizdi. Rusya'nın 'Tek Çin' politikasına bağlılığını yineleyen Putin, Tayvan meselesinde Çin'in tutumunu desteklemeye devam edeceklerini bildirdi.

Putin, ABD'nin yüksek gümrük vergisi politikalarını "mantıksız ve yasa dışı" olarak nitelendirerek, bu tür politikaların uzun vadede en büyük zararı bizzat ABD'nin kendisine vereceğini savundu. Çin ve Rusya'nın BM, Şanghay İşbirliği Örgütü (SİÖ) ve BRICS gibi çok taraflı platformlarda eş güdüm içinde hareket ederek çok kutuplu bir dünya düzeninin oluşmasına katkı sağlaması gerektiğini ifade etti.

Zirvenin Sonuçları ve Dünya Siyasetine Etkileri

Zirve sonunda, iki lider stratejik istikrar, uluslararası hukuk, biyogüvenlik, yatırım koruması, dijital ekonomi, karantina önlemleri ve sinema alanlarını kapsayan 20'den fazla iş birliği anlaşmasına imza attı. Bu anlaşmalar, iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da derinleşeceğinin ve iş birliği alanlarının genişleyeceğinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.

Putin ve Şi Jinping'in Moskova'daki zirvesi, dünya siyasetinde yeni bir dönemin başlangıcı olabilir. İki liderin stratejik iş birliği vurgusu ve küresel sorunlara karşı ortak duruş sergileme kararlılığı, uluslararası arenada dengeleri değiştirebilecek potansiyele sahip. Bu gelişmelerin, özellikle ABD ve Batı dünyası tarafından yakından takip edileceği ve yeni stratejiler geliştirilmesine yol açabileceği öngörülüyor.