Şok Rapor: Her 5 Çocuktan 1'i Yeme Bozukluğuyla Mücadele Ediyor!
Gündem

Şok Rapor: Her 5 Çocuktan 1'i Yeme Bozukluğuyla Mücadele Ediyor!


10 May 20255 dk okuma19 görüntülenmeSon güncelleme: 11 August 2025

Türk Pediatri Kurumu'nun Kıbrıs'ta düzenlediği 60. kongre, çocuk sağlığı alanında çarpıcı verileri ortaya koydu. "Pediatri'nin Değişen ve Zorlaşan Yüzü" temasıyla gerçekleşen kongrede, 2 binden fazla çocuk doktoru bir araya gelerek, çocuk sağlığını tehdit eden güncel sorunları masaya yatırdı. Kongrenin en dikkat çekici bulgusu ise, Türkiye'de her 5 çocuktan birinin yeme bozukluğuyla mücadele ediyor olmasıydı.

Beslenme Bozukluğu Alarm Veriyor

Türk Pediatri Kurumu Başkanı Prof. Dr. Özgür Kasapçopur, açılış konuşmasında çocuk gelişiminin ilk 5 yılının kritik önem taşıdığını vurgulayarak, "Çocuklarda entelektüel gelişimin sağlanması, bağışıklık sisteminin gelişmesi ve tüm organların sağlıklı gelişimi açısından ilk 5 yaşta beslenme çok önemli. Ancak Türkiye’de beslenme bozukluğunun yüzde 16’lara çıktığını tespit ettik" dedi. Bu oran, Türkiye'deki çocukların beslenme alışkanlıkları konusunda ciddi bir sorun olduğunu gösteriyor.

Batı Tipi Beslenme ve Hareketsizlik Tehlikesi

Türk Pediatri Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ömer Faruk Beşer, Türkiye'deki durumun vahametini şu sözlerle ifade etti: "Türkiye’de her 5 çocuktan biri yeme bozukluğu yaşıyor. Bunun içinde obezite oranı yüzde 10-15 arasında ki bu da ABD’deki çocuklarla aynı düzeyde." Prof. Dr. Beşer, Avrupa ve ABD'ye benzer şekilde batı tipi beslenmenin ülkemizde obeziteyi artırdığını belirtti. Bu durum, fast food tüketiminin ve hareketsiz yaşam tarzının çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini gözler önüne seriyor.

Peki, batı tipi beslenme tam olarak nedir? Genellikle yüksek oranda işlenmiş gıdalar, şekerli içecekler, fast food ürünleri ve doymuş yağ içeren besinleri kapsar. Bu tür bir beslenme düzeni, çocuklarda obezite, tip 2 diyabet, kalp hastalıkları ve diğer sağlık sorunlarına yol açabilir. Aynı zamanda, yeterli vitamin, mineral ve lif alımını engelleyerek çocukların genel sağlığını olumsuz etkileyebilir.

Hareketsiz yaşam tarzı da bu sorunu tetikleyen önemli bir faktör. Çocukların televizyon, bilgisayar ve mobil cihazlar başında geçirdiği süre arttıkça, fiziksel aktiviteye ayırdıkları zaman azalıyor. Bu durum, enerji harcamasını düşürerek kilo alımına ve obeziteye zemin hazırlıyor.

İklim Krizi ve Dijital Yaşamın Etkileri

Kongre Başkanı Prof. Dr. Nur Canpolat, dijital yaşamın çocuklar üzerindeki etkilerine de dikkat çekerek, "Dijital yaşamın çocuklarda yarattığı duruş bozuklukları, obezite, fiziksel ve ruhsal problemleri de masaya yatırıyoruz. İklim krizinin çocuk sağlığı üzerindeki etkisi de yine gündemimizde yer alıyor" dedi. İklim değişikliğinin neden olduğu hava kirliliği, çocuklarda astım ve gribal enfeksiyonların artmasına yol açarken, dijital yaşamın getirdiği hareketsizlik ve ekran bağımlılığı da obezite ve diğer sağlık sorunlarını tetikliyor.

Türk Pediatri Kurumu Yönetim Kurulu üyeleri, hava kirliliğinin artmasıyla birlikte çocuklarda astım ve gribal enfeksiyonlarda artış yaşandığını belirtti. Ayrıca, ilk etapta basit ateşli hastalık gibi görünen bazı vakaların genetik geçişli ve kronik olabileceği uyarısı yapıldı. Bu durum, çocukların sağlığını korumak için erken teşhisin ve düzenli doktor kontrolünün önemini vurguluyor.

Sonuç olarak, Türkiye'de çocuklarda yeme bozukluğu ve obezite oranlarının alarm verici seviyelere ulaşması, acil önlemler alınması gerektiğini gösteriyor. Batı tipi beslenme, hareketsiz yaşam tarzı, dijital bağımlılık ve iklim krizi gibi faktörlerin çocuk sağlığı üzerindeki olumsuz etkileriyle mücadele etmek için ailelere, okullara ve sağlık kuruluşlarına önemli görevler düşüyor. Sağlıklı beslenme alışkanlıklarının teşvik edilmesi, fiziksel aktivitenin artırılması, dijital kullanımın sınırlandırılması ve çevre bilincinin geliştirilmesi, çocukların sağlıklı bir geleceğe sahip olmaları için hayati öneme sahip.