
Su Savaşı mı? Hindistan-Pakistan Gerilimi Tırmanıyor!
Hindistan ve Pakistan arasında Keşmir bölgesinde yaşanan terör saldırısı sonrası gerilim giderek artıyor. İki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin askıya alınması ve İndus Suları Anlaşması'nın tartışmaya açılması, bölgede yeni bir çatışma riskini beraberinde getiriyor. Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Furkan Kaya, bu kritik durumu değerlendirerek olası sonuçları analiz etti.
Krizin Fitili Ateşlendi: Saldırı ve Karşılıklı Tepkiler
22 Nisan 2025 tarihinde Hindistan'ın Pahalgam kasabasında düzenlenen terör saldırısında 26 turistin hayatını kaybetmesi, Hindistan-Pakistan arasındaki zaten gergin olan ilişkileri daha da kötüleştirdi. Hindistan, saldırıyı üstlenen Direniş Cephesi'nin Pakistan menşeli olduğunu iddia ederken, Pakistan bu iddiaları reddetti. Bu durum, iki ülke arasında bir dizi sert önlemin alınmasına yol açtı:
- Hindistan, Pakistan ile diplomatik ilişkilerini askıya aldı.
- İndus Suları Anlaşması'nı tartışmaya açtı.
- Pakistanlı diplomatları sınır dışı etti, sınır kapılarını kapattı ve vizeleri iptal etti.
- Pakistan da Hint vatandaşlarına verdiği vizeleri iptal etti, hava sahasını Hindistan'a kapattı ve ticari ilişkilerini durdurdu.
Ancak Pakistan'ın en büyük tepkisi, İndus Suları Anlaşması'nın askıya alınmasına oldu. İslamabad, bu durumu bir "casus belli" yani savaş sebebi olarak değerlendirdi.
Tarihsel Arka Plan: Keşmir Sorunu ve Nükleer Tehdit
Hindistan ve Pakistan arasındaki gerilimin kökleri, 1947 yılında İngiltere'den bağımsızlıklarını kazanmalarına kadar uzanıyor. Çoğunlukla Müslümanların yaşadığı Keşmir bölgesinin Pakistan ile birleşmek istemesine rağmen, Hint yönetimi altında kalması, iki ülke arasında sürekli bir anlaşmazlık kaynağı olmuştur. Bu durum, 1947-1948, 1965 ve 1971 yıllarında yaşanan savaşlara yol açmıştır. Soğuk Savaş döneminde iki ülkenin de nükleer silah sahibi olması, bölgedeki gerilimi daha da tehlikeli bir boyuta taşımıştır. 1999'daki Kargil Savaşı ve 2001'deki Hindistan Parlamentosu'na düzenlenen saldırı gibi olaylar, iki ülkeyi defalarca savaşın eşiğine getirmiştir.
Su Krizi: Yeni Bir Savaşın Tetikleyicisi mi?
Hindistan'ın İndus Suları Anlaşması'nı askıya alması, bölgedeki en büyük tehditlerden birini oluşturuyor. 1960 yılında imzalanan bu anlaşma, İndus, Chelum ve Chenab nehirlerini Pakistan'a; Ravi, Beas ve Sutlej nehirlerini ise Hindistan'a bırakmıştı. Bu düzenleme, şimdiye kadar iki ülke arasında yaşanabilecek olası bir su savaşını önlemişti. Pakistan'ın tarımı ve içme suyu sisteminin büyük ölçüde İndus Nehri'ne bağımlı olması, Hindistan'ın suyu kısıtlaması durumunda Pakistan için hayati bir güvenlik tehdidi anlamına geliyor. Bu durum, Pakistan'ı Keşmir cephesinde askeri adımlar atmaya zorlayabilir.
Küresel ısınma ve iklim değişikliği ile birlikte su kaynaklarının önemi giderek artıyor. Eskiden petrol için yapılan savaşların yerini, artık su için yapılan savaşlar alabilir. Su krizinin tetikleyeceği göç dalgaları, gıda kıtlığı ve ekonomik çöküş, bölgesel ve küresel bir felakete yol açabilir.
Hindistan ve Pakistan arasındaki gerilim, sadece bölgesel bir sorun olmaktan öte, küresel bir tehdit haline gelmiştir. Su kaynaklarının paylaşımı konusundaki anlaşmazlık, nükleer silahların gölgesinde daha da tehlikeli bir boyut kazanmaktadır. Uluslararası toplumun bu krize çözüm bulmak için acil adımlar atması gerekmektedir, aksi takdirde bölgede yaşanacak bir savaş, tüm dünyayı etkileyebilir.