California Valisi Gavin Newsom, ABD Başkanı Donald Trump'ın Los Angeles'ta süregelen olayları kontrol altına almak amacıyla eyalette askeri güç kullanmasını engellemek için mahkemeye başvurdu. Newsom, Trump yönetiminin Los Angeles'ta protestoları bastırmak için gönderdiği Ulusal Muhafızlar ve deniz piyadelerinin kullanımını durdurmak için federal mahkemeye acil bir başvuruda bulundu. Bu hamle, Trump yönetiminin eyaletler üzerindeki yetki sınırlarını aştığı yönündeki eleştirileri de beraberinde getirdi.

Vali Newsom'dan Sert Tepki

Vali Newsom, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Ulusal Muhafızlar ve deniz piyadelerinin düzensiz göçmen baskınlarına destek için eyalete gönderildiğini iddia ederek, "Trump, ABD ordusunu Amerikan vatandaşlarına karşı kullanıyor" dedi. Bu sert ifadeler, Newsom'ın Trump'ın askeri müdahalesine karşı ne kadar kararlı olduğunu gösteriyor.

Newsom, Trump yönetimini bu askerleri federal kolluk gücü gibi kullanmakla suçlayarak, yönetimin eyaletler üzerindeki yasal yetki sınırlarını aştığını savundu. Vali, bölgedeki Ulusal Muhafızların yönetiminin eyalet valisi olarak kendisinde olduğunu vurgulayarak, Trump'ın '10'uncu madde' olarak bilinen bir düzenlemeyi kullanarak Los Angeles'a yaklaşık 4 bin Ulusal Muhafız gönderdiğini belirtti.

10. Madde Nedir ve Neden Önemli?

ABD Anayasası'nın 10. maddesi, federal hükümete açıkça devredilmeyen yetkilerin eyaletlere veya halka ait olduğunu belirtir. Bu madde, federal hükümetin yetkilerini sınırlar ve eyaletlerin özerkliğini korur. Trump'ın bu maddeye dayanarak Ulusal Muhafızları Los Angeles'a göndermesi, Newsom tarafından eyalet yetkilerinin ihlali olarak değerlendiriliyor.

Bu durum, federal hükümet ile eyaletler arasındaki yetki paylaşımı konusunda önemli bir tartışmayı da beraberinde getiriyor. Newsom'ın mahkemeye başvurusu, bu tartışmanın hukuki bir zemine taşınması anlamına geliyor.

Bu olay, ABD'deki federal hükümet ve eyaletler arasındaki yetki mücadelesinin önemli bir örneğini teşkil ediyor. Newsom'ın mahkemeye başvurusu, bu mücadelenin hukuki bir zeminde devam edeceğini gösteriyor. Sonuç olarak, mahkemenin vereceği karar, federal hükümetin eyaletler üzerindeki yetki sınırları konusunda önemli bir emsal teşkil edebilir ve gelecekte benzer durumlarda nasıl hareket edileceğine dair bir yol haritası sunabilir.