Katolik dünyası, Papa Franciscus'un olası vefatının ardından yeni papa arayışına girerken, cinsel istismar vakaları yeniden gündeme geldi. ABD merkezli Bishop Accountability adlı sivil toplum kuruluşu, öne çıkan adaylar Kardinal Pietro Parolin ve Kardinal Luis Antonio Gokim Tagle'a yönelik ciddi eleştiriler yöneltti. Peki, bu eleştirilerin ardında yatan sebepler neler?

Parolin'e Gizlilik Eleştirisi

Bishop Accountability Yönetim Kurulu Üyesi Anne Barrett Doyle, Kardinal Parolin'i, Papa Franciscus döneminde Vatikan Devlet Sekreteri olarak görev yaparken, çocuklara karşı işlenen cinsel suçlarla ilgili sivil otoritelerden gelen bilgi taleplerini reddetmekle suçladı. Doyle, bu tutumun affedilemez olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

“Kardinal Parolin, çocuk istismarcılarını yargılamak ve çocukları korumak isteyen savcıların ve sivil yetkililerin ihtiyaç duyduğu bilgilere erişememesi affedilemez bir durumdur. Kardinal Parolin bu talepleri alan ve karar veren kişidir. O sürekli olarak istismara dair bilgileri gizli tutmaktadır.”

Doyle, Parolin'in papa olması durumunda bu gizliliği sürdüreceğine ve bunun felakete yol açacağına inanıyor.

Tagle'a Etkisizlik Eleştirisi

Filipinli Kardinal Luis Antonio Gokim Tagle da eleştirilerden nasibini aldı. Doyle, Tagle'ın mağdurların yaraları hakkında şefkatli açıklamalar yaptığını, hatta bazen ağladığını, ancak kendi ülkesindeki mağdurlara yardım konusunda etkisiz kaldığını belirtti. Tagle'ın, Filipinler'deki piskoposlara ilişkin güncellenmiş istismar yönergelerini yayımlatamaması, küresel düzeyde çocuk koruma politikaları yürütme konusundaki yeterliliğini sorgulattığını aktardı.

Doyle, “Onun ciddi biçimde etkisiz olacağından ve meseleleri kapalı kapılar ardında, gizlice çözmeyi tercih ettiğinden korkuyoruz.” şeklinde konuştu.

Yeni Papa'dan Beklentiler

Doyle, yeni papanın cinsel istismar vakalarına karşı açık sözlü olması ve bilinen istismarcıların isimlerini ve dosyalarını kamuoyuna açıklaması gerektiğini savunuyor. Geçmişte benzer adımlar atmaktan kaçınan adayların bu görev için uygun olmadığını ifade ediyor.

“Yeni papanın istismar konusunda açık sözlü olması, bilinen istismarcıların isimlerini ve dosyalarını kamuoyuna açıklamasını istiyoruz.” diyen Doyle, bu konuda gerçek bir sorumluluk üstlenebilecek bir lidere ihtiyaç olduğunu belirtiyor.

Katolik dünyası, yeni papa seçim sürecinde kritik bir dönemeçte. İstismar vakalarıyla mücadele ve şeffaflık beklentisi, yeni papanın seçiminde belirleyici rol oynayacak gibi görünüyor. Kardinallerin bu hassasiyetleri ne kadar dikkate alacağı ise merak konusu.