10 Yıldır Yemek Yiyemeyen Genç Kadının Hikayesi
24 yaşındaki Annie Holland, 10 yıldır yemek yiyemiyor. Yemek yediğinde aşırı ağrı, kusma ve bağırsak tıkanıklıkları yaşayan Holland, bu durumun sonucunda organ yetmezliğiyle karşı karşıya kaldı. Cerrahlar, sindirim sisteminin 3 metrelik bir bölümünü kesmek zorunda kaldı ve bu, bağırsak yetmezliğine yol açtı. Vücudu artık besinleri ve sıvıları ememiyor.
Hayatta Kalma Mücadelesi: Intravenöz Beslenme
Holland, hayatta kalabilmek için intravenöz (IV) beslenme tedavisi alıyor. Ancak bu tedavi, ciddi riskleri de beraberinde getiriyor. IV beslenme için kullanılan tüp, kan dolaşımına bakterilerin sızmasına ve ciddi enfeksiyonlara neden olabiliyor. Holland, "Evde kendi hemşirem oldum," diyerek, TPN sistemini steril bir şekilde kurmayı öğrendiğini belirtti.
Hastalığının kaynağını 18 yaşında öğrenen Holland'a, Otoimmün Otonomik Ganglionopati teşhisi kondu. Bu nadir hastalık, vücudun bağışıklık hücrelerinin sinir hücrelerine saldırmasına neden oluyor. Dünya genelinde oldukça nadir görülen bu hastalık, ABD'de her yıl yalnızca 100 kişiye teşhis ediliyor. Hastaların çoğunun hayatta kalma süresi ise 6-9 yıl arasında değişiyor.
Geleceği Planlayamamanın Zorluğu
Holland, hastalığının ilerleyen evrelerinde aldığı yıkıcı haberle birlikte hayatının sonuna yaklaştığını fark ettiğini söyledi. "Plan yapamamak ya da geleceği düşünememek ruhumu kırıyor," diyen genç kadın, yüksek dozda steroid kullanmanın yan etkileriyle de mücadele ediyor. Kemiklerinin kırılgan hale gelmesi nedeniyle kalp akciğer canlandırmasına bile dayanamayacak durumda.
Annie, TPN tedavisinin kritik damarlar üzerinde yarattığı riskler nedeniyle mevcut kan damarını kaybetmesi durumunda yaşamını yitirebileceğini ifade etti. Buna rağmen, kendisi gibi hastalıkla mücadele eden diğer insanlara yardımcı olmayı hedeflediğini belirtti.
- Otoimmün Otonomik Ganglionopati, dünya genelinde oldukça nadir görülen bir hastalık.
- Holland, 10 yıldır yemek yiyemiyor ve intravenöz beslenmeye bağımlı.
- Hastalık, organ yetmezliği ve ciddi sağlık risklerini beraberinde getiriyor.
Annie Holland'ın hikayesi, nadir hastalıklarla mücadele edenlerin karşılaştığı zorlukları gözler önüne seriyor. Onun mücadelesi, hem farkındalık yaratıyor hem de benzer durumdaki insanlara umut oluyor.
