Akdeniz Üniversitesi'nden (AÜ) Doç. Dr. Gönül Tuğrul İçemer'in uyarıları, yaz tatili planları yapanları tedirgin etti. İklim değişikliği ile birlikte Akdeniz bölgesinde deniz suyu sıcaklığının yaz aylarında 30 santigrat dereceleri aştığını belirten İçemer, bu durumun bakterilerin çoğalması için uygun bir ortam yarattığını vurguladı. Peki, bu durum tatilciler için ne anlama geliyor?

Denizlerdeki Tehlike: Bakteri Üremesi

Deniz suyu sıcaklığının artması, özellikle Vibrio türü bakterilerin hızla çoğalmasına neden oluyor. Bu bakteriler, cilt enfeksiyonlarından, mide-bağırsak sorunlarına kadar çeşitli sağlık problemlerine yol açabiliyor. Doç. Dr. İçemer, "Bu sıcaklık aralığı, bakterilerin çoğalması için son derece elverişli bir ortam oluşturuyor," diyerek tehlikenin boyutunu gözler önüne seriyor.

Bakteriyel riskin artmasıyla birlikte alınması gereken önlemler de önem kazanıyor. İşte dikkat edilmesi gerekenler:

• Açık yaralarla denize girmemeye özen gösterin.
• Denizden çıktıktan sonra mutlaka duş alın.
• Mide bulantısı, kusma veya ishal gibi belirtiler görüldüğünde derhal doktora başvurun.
• Güneşin en yoğun olduğu saatlerde denize girmekten kaçının.

İklim Değişikliğinin Acı Sonuçları

Deniz suyu sıcaklığındaki artış, aslında iklim değişikliğinin sadece bir sonucu. Küresel ısınma, deniz ekosistemlerini derinden etkileyerek, bakteri ve alglerin yayılımını kolaylaştırıyor. Bu durum, deniz canlılarının yaşam alanlarını tehdit ederken, insan sağlığı için de ciddi riskler oluşturuyor. İklim değişikliğiyle mücadele, bu tür sorunların önüne geçmek için hayati önem taşıyor.

Akdeniz'deki deniz suyu sıcaklığının artması, sadece bölgesel bir sorun değil, küresel bir tehdidin yansımasıdır. Bireysel ve toplumsal olarak alacağımız önlemlerle, bu tehlikenin etkilerini azaltmak ve daha sağlıklı bir gelecek inşa etmek mümkün.