
Kalp Kapak Hastalıkları: Yaşla Artan Risk! Erken Müdahale Şart mı?
Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Selim İsbir, kalp kapak hastalıklarının yaşla birlikte öneminin arttığını ve zamanında tedavi edilmediği takdirde hayati risk oluşturabileceğini vurguladı. Özellikle nefes darlığı, yorgunluk ve ritim bozukluğu gibi belirtilerle kendini gösteren bu hastalıkların erken tanı ve tedaviyle yaşam kalitesini yükselttiğini belirtti. Son yıllarda tedavide yaşanan gelişmeler sayesinde kalp kapak hastalıklarında artık yaşam boyu tedavi algoritmasının uygulandığını da sözlerine ekledi.
Kalp Kapak Hastalıkları Neden Önemli?
Kalp kapak hastalıkları, kalbin dört kapağında (mitral, triküspit, aort ve pulmoner) meydana gelen yapısal veya fonksiyonel bozukluklardır. Bu bozukluklar, kapakların tam olarak açılmamasına (stenoz) veya kapanmamasına (yetmezlik) neden olabilir. Her iki durumda da kalbin kanı pompalama işlevi olumsuz etkilenir. Prof. Dr. İsbir, "Kalp kapak hastalıkları, zamanında tanı konulup tedavi edilmezse kalp yetmezliğine, ritim bozukluklarına ve hatta ani ölümlere yol açabilir" uyarısında bulundu.
Kalp kapak hastalıklarının belirtileri kişiden kişiye değişebilir ve hastalığın şiddetine bağlı olarak farklılık gösterebilir. En sık görülen belirtiler şunlardır:
- Nefes darlığı (özellikle efor sırasında)
- Yorgunluk ve halsizlik
- Göğüs ağrısı
- Çarpıntı
- Ayak ve bileklerde şişlik
- Baş dönmesi veya bayılma
Prof. Dr. İsbir, bu belirtilerden herhangi birinin görülmesi durumunda vakit kaybetmeden bir kardiyoloji uzmanına başvurulması gerektiğini vurguladı.
Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Kalp kapak hastalıklarının tedavisi, hastalığın türüne, şiddetine ve hastanın genel sağlık durumuna göre belirlenir. Tedavi seçenekleri arasında ilaç tedavisi, perkütan (ameliyatsız) yöntemler ve cerrahi yöntemler yer alır.
İlaç tedavisi, genellikle hastalığın belirtilerini hafifletmek ve kalp yetmezliğinin ilerlemesini yavaşlatmak amacıyla kullanılır. Perkütan yöntemler, kasıktan veya koldan girilerek kateter yardımıyla kalp kapaklarına ulaşılması ve kapakların tamir edilmesi veya değiştirilmesi işlemidir. Cerrahi yöntemler ise açık kalp ameliyatı ile kapakların tamir edilmesi veya değiştirilmesi işlemidir. Prof. Dr. İsbir, "Günümüzde kalp kapak hastalıklarının tedavisinde minimal invaziv cerrahi yöntemler ve perkütan yöntemler giderek daha fazla tercih edilmektedir. Bu yöntemler, hastaların daha hızlı iyileşmesini ve daha az ağrı çekmesini sağlamaktadır" dedi.
Prof. Dr. İsbir'in açıklamalarına göre, kalp kapak hastalıklarında erken tanı ve uygun tedavi yöntemleriyle hastaların yaşam kalitesi önemli ölçüde artırılabilir ve hayati riskler azaltılabilir. Bu nedenle, özellikle risk grubunda olan kişilerin düzenli olarak kardiyolojik muayeneden geçmesi ve belirtileri dikkate alması büyük önem taşımaktadır.