Son günlerde Türkiye'de kızamık vakalarında gözle görülür bir artış yaşanıyor. Uzmanlar, özellikle aşılanmamış çocukların bu hastalıktan ciddi şekilde etkilenebileceği konusunda uyarıyor. Kızamık, solunum yoluyla bulaşan ve oldukça bulaşıcı bir hastalık olması sebebiyle, yayılma hızı da oldukça yüksek.

Kızamık Nedir ve Nasıl Bulaşır?

Kızamık, paramyxovirus ailesine ait bir virüsün neden olduğu, döküntülü ve ateşli bir hastalıktır. Genellikle çocukluk çağında görülse de, aşılanmamış yetişkinler de risk altındadır. Kızamık virüsü, öksürme ve hapşırma yoluyla havaya yayılan damlacıklar aracılığıyla bulaşır. Virüs, havada ve yüzeylerde saatlerce canlı kalabilir, bu da bulaşma riskini artırır.

Kızamığın belirtileri şunlardır:

• Yüksek ateş
• Öksürük
• Burun akıntısı
• Gözlerde kızarıklık ve sulanma
• Ağız içinde küçük beyaz lekeler (Koplik lekeleri)
• Vücutta kırmızı döküntüler

Kızamıktan Korunmanın En Etkili Yolu: Aşı

Kızamıktan korunmanın en etkili yolu aşılanmaktır. Kızamık aşısı, genellikle çocuklara uygulanan MMR (kızamık, kabakulak, kızamıkçık) aşısının bir parçasıdır. Aşı, hastalığa karşı %97'ye varan oranda koruma sağlar. Sağlık Bakanlığı'nın aşı takvimine göre, çocuklara 12 aylıkken ve ilkokul birinci sınıfta olmak üzere iki doz MMR aşısı uygulanması önerilmektedir.

Dr. Arda Zeytünlü, kızamık aşısının önemine dikkat çekerek, "Kızamık, ciddi komplikasyonlara yol açabilen bir hastalıktır. Aşı sayesinde bu hastalıktan korunmak ve toplum sağlığını korumak mümkündür. Aşılanmamış çocuklar, kızamık virüsüne karşı savunmasızdır ve hastalığı daha ağır geçirme riski taşırlar," şeklinde konuştu.

Kızamık vakalarındaki artış, aşılamanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Unutmayalım ki aşı sadece bireysel bir koruma sağlamakla kalmaz, aynı zamanda toplum sağlığını da korur. Aşılanarak hem kendimizi hem de çevremizdekileri kızamık gibi tehlikeli hastalıklardan koruyabiliriz.