Muğla'da yaşanan olay, Türkiye'deki adalet sistemini bir kez daha tartışmaya açtı. Nazlı Zeynep A., 7 yaşındaki kızını eski eşiyle görüşe sadece 43 dakika geç götürdüğü gerekçesiyle 3 gün hapis cezasına çarptırıldı. Karara yapılan itirazlar reddedilirken, anne cezaevine gönderildi. Bu durum, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.

Boşanma Süreci ve Velayet Karmaşası

Nazlı Zeynep A. ve B.C.A., 2021 yılında boşanma davası açtı. Mahkeme, çiftin çocukları S.D.A.'nın velayetini önce anneye, sonra babaya verdi. En son kararla velayet anneye verilirken, babanın çocuğu ayda iki kez sosyal hizmetler ve emniyet görevlileri gözetiminde görmesine karar verildi. Ramazan Bayramı'nın ikinci günü, anne kızını görüşme yerine götürdüğünde babanın olmadığını gördü. Daha sonra babanın, annenin çocuğu geç getirdiği gerekçesiyle şikayette bulunduğu ortaya çıktı.

Mahkeme Kararı ve İtiraz Süreci

Fethiye 1'inci Aile Mahkemesi, annenin çocuğu zamanında teslim etmediği gerekçesiyle 3 gün hapis cezası verdi. Kararda, "Çocuk teslimine ilişkin ara karara ve velayet düzenlemesine aykırı davranan davalı tarafın 3 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildi" denildi. Anne, görüş saatinin görevli tarafından değiştirildiğini belirterek karara itiraz etti. Avukatı, müvekkilinin kasıtlı bir ihlalinin olmadığını ve özgürlüğü bağlayıcı bir tedbir için yeterli delil olmadığını savundu.

Cezaevine Gönderilen Anne ve Toplumsal Tepkiler

Fethiye 2'nci Aile Mahkemesi, ilk mahkemenin kararını yerinde bularak itirazı reddetti. Bunun üzerine Nazlı Zeynep A., 3 günlük hapis cezasını çekmek üzere cezaevine gönderildi. Kızıyla vedalaşan anne, avukatına teslim ettikten sonra cezaevine götürüldü. Bu olay, sosyal medyada ve kamuoyunda büyük tepkilere yol açtı. Birçok kişi, 43 dakikalık bir gecikme için hapis cezasının orantısız ve adaletsiz olduğunu savundu. Aile hukukçuları, kararın emsal teşkil edebileceği ve benzer durumlarda mağduriyetlere yol açabileceği konusunda endişelerini dile getirdi.

Bu olay, Türkiye'deki adalet sisteminin işleyişi, çocuk hakları ve aile hukuku uygulamaları üzerine önemli soruları gündeme getirdi. 43 dakikalık bir gecikme için bir annenin hapse gönderilmesi, adalet kavramının yeniden sorgulanmasına neden oldu. Umuyoruz ki, bu tür olaylar gelecekte yaşanmaz ve adalet daha hassas ve orantılı bir şekilde tecelli eder.