
Son Dakika
AYM'den Boykot Kararı! İfade Özgürlüğü Mü, Şirket Hakkı Mı?
02 April 2025•5 dk okuma•13 görüntülenme•Son güncelleme: 21 June 2025
Tüketici boykotları ve ifade özgürlüğü arasındaki denge, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) verdiği bir emsal kararla yeniden gündeme geldi. Ticaret Bakanı Ömer Bolat'ın boykot listesindeki şirketleri tazminat davası açmaya davet etmesi, AYM'nin daha önce araştırmacı Ozan Güven'in davasında verdiği kararı hatırlattı. Bu karar, boykot çağrılarının ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği sorusunu tekrar ön plana çıkarıyor. ## Boykot Çağrıları ve Hukuki Süreç Öğrencilerin başlattığı boykot çağrılarına savcılık soruşturması açılması ve Ticaret Bakanı'nın şirketlere tazminat davası açma çağrısı yapması, konunun ne kadar hassas olduğunu gösteriyor. Bu gelişmelerin ardından AYM'nin emsal kararı, benzer durumlarda nasıl bir hukuki yol izleneceğine dair önemli bir işaret niteliği taşıyor. AYM'nin bu kararı, ifade özgürlüğünün sınırlarını belirlerken, şirketlerin ticari itibarlarını koruma haklarını da göz önünde bulunduruyor. ## AYM'nin Emsal Kararı: Ozan Güven Davası AYM'nin emsal teşkil eden kararı, aslında Turkcell'i boykot eden Ozan Güven'in tazminat ödemeye mahkum edilmesiyle ilgili. Ozan Güven, Ensar Vakfı iddiaları üzerine Turkcell ile olan sözleşmesini iptal ettiğini duyurmuş ve bu paylaşımı nedeniyle tazminat ödemeye mahkum edilmişti. AYM Genel Kurulu ise, Güven'e tazminat ödetilmesinin ifade özgürlüğüne aykırı olduğuna hükmetti. Kısa Dalga yazarı Kemal Vuraldoğan'ın aktardığına göre, olay şöyle gelişti: 2016 yılında Ensar Vakfı ile ilgili çıkan haberler üzerine Turkcell'in vakfa destek vermeye devam edeceğini açıklaması, Ozan Güven'in tepkisini çekmişti. Güven, sosyal medya hesabından "Pedofili destekçici ve sansürcü Turkcell ile olan 16 yıllık sözleşmemi iptal ettirdim. #sansür. @.Boykot" şeklinde bir paylaşım yapmıştı. Turkcell'in açtığı tazminat davasını kaybeden Güven, konuyu AYM'ye taşımıştı. AYM Genel Kurulu'nun 27 Eylül 2023 tarihli kararında şu ifadelere yer verildi: * "Başvurucu, kamuya hitaben davacı Şirket ile kurulacak ticari ilişkinin davacı Şirketin ilgili vakfın kampanyasına destek vermesi sebebi ile çocuk istismarcılarını desteklemek anlamına geleceğini sert ve kışkırtıcı bir dille ifade etmiştir." * "Anayasa Mahkemesinin birçok kararında vurgulandığı üzere ifade özgürlüğü sadece kabul gören, zararsız, kayıtsızlık içeren bilgiler ya da fikirler için değil aynı zamanda kırıcı, şok edici veya rahatsız edici olanlar için de geçerlidir." * "Bu anlamda paylaşıma konu ifadeler her ne kadar rahatsız edici nitelikte olsa da ifadelerin davacının ticari itibarından ziyade temelde vakıf ve davacı arasındaki mali destek ilişkisini hedef alarak davacı üzerinde bir baskı oluşturmayı amaçladığı açıktır." AYM, bu gerekçelerle Ozan Güven'e 18 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi. Bu karar, benzer durumlarda bireylerin ifade özgürlüğünün korunması açısından önemli bir emsal teşkil ediyor. Ancak, şirketlerin ticari itibarlarının korunması ve haksız boykot çağrılarından zarar görmelerinin engellenmesi de büyük önem taşıyor. İfade özgürlüğü ile şirket hakları arasındaki bu hassas denge, hukukun en çetrefilli konularından biri olmaya devam ediyor. Bu dengeyi korumak, hem bireylerin özgürce düşüncelerini ifade edebilmelerini sağlamak, hem de şirketlerin ekonomik çıkarlarını korumak açısından hayati önem taşıyor. AYM'nin bu kararı, bu dengeyi kurma çabalarının bir yansıması olarak değerlendirilebilir.