
Depremi GPS Gemisi mi Tetikledi? İşte Gerçekler!
Sosyal medyada yayılan, İstanbul depreminin GPS SATURN gemisi tarafından tetiklendiği iddiaları büyük yankı uyandırmıştı. Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) ise bu iddialara kesin bir yanıt vererek gerçeği ortaya çıkardı. İşte detaylar...
DMM'den Net Açıklama: İddialar Asılsız!
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM),söz konusu iddiaların tamamen asılsız olduğunu açıkladı. Yapılan açıklamada, iddiaları desteklemek için kullanılan görüntülerin aslında 2018 yılında kaydedildiği ve BOTAŞ'ın Kuzey Marmara Doğalgaz Depolama Projesi'nde kullanılan bir sondaj platformunun İstanbul Boğazı'ndan geçişine ait olduğu belirtildi.
DMM'nin açıklamasına göre:
- İddialara konu olan GPS SATURN gemisinin, 2025 yılında depremin meydana geldiği Marmara Denizi'nde herhangi bir sondaj faaliyeti bulunmamaktadır.
- Gemi, halihazırda Karadeniz sularında, Bulgaristan dolaylarında demirlemiş durumda ve 340 gündür sabit konumdadır.
- Dolayısıyla, "depremin, geminin demirlediği noktada gerçekleştiği" iddiası da tamamen gerçek dışıdır.
Bilimsel Temelden Yoksun İddialar
DMM, herhangi bir geminin İstanbul’daki depremi tetiklediği yönündeki iddiaların, bilimsel temelden yoksun bir dezenformasyon kampanyasının ürünü olduğunu vurguladı. Bu tür asılsız iddialara itibar edilmemesi gerektiği belirtildi.
Depremin Gerçek Nedenleri ve Bilimsel Açıklamalar
Depremlerin oluşumu karmaşık jeolojik süreçlerle ilgilidir. Fay hatlarındaki hareketler, yer kabuğundaki gerilmeler ve levha tektoniği gibi faktörler depremlerin temel nedenleridir. Bilim insanları, depremlerin nedenlerini ve mekanizmalarını anlamak için sürekli araştırmalar yapmaktadır. Bu tür bilimsel verilere dayanmayan, spekülatif iddialar kamuoyunu yanıltmaktan öteye gitmez.
Sonuç olarak, İstanbul depreminin GPS SATURN gemisi tarafından tetiklendiği iddiaları tamamen asılsızdır. Dezenformasyonla Mücadele Merkezi'nin açıklamasıyla bu konu netlik kazanmıştır. Kamuoyunun bu tür yanıltıcı bilgilere itibar etmemesi ve doğru kaynaklardan bilgi edinmesi büyük önem taşımaktadır. Bilimsel gerçeklere dayanmayan, spekülatif iddialar, toplumda gereksiz panik ve endişe yaratmaktan başka bir işe yaramaz.