Dünya Bankası, Haziran 2025 "Global Ekonomik Görünüm" raporunu yayımladı. Rapor, Türkiye ekonomisi için umut verici, küresel ekonomi için ise endişe verici sinyaller içeriyor. Banka, Türkiye'nin 2025 yılı büyüme tahminini yükseltirken, 2026 beklentisini aşağı yönlü revize etti. Küresel büyüme beklentilerinde ise düşüş yaşandı. Peki, bu durum Türkiye için ne anlama geliyor?

Türkiye Ekonomisi İçin Yeni Büyüme Beklentileri

Dünya Bankası'nın Türkiye için 2025 büyüme tahminini yükseltmesi, ülke ekonomisinin toparlanma yolunda olduğuna dair önemli bir işaret olarak değerlendiriliyor. Bu yükselişin arkasında yatan faktörler arasında, hükümetin uyguladığı ekonomik politikalar, artan ihracat ve turizm gelirleri yer alıyor. Ancak, 2026 yılı için yapılan aşağı yönlü revizyon, uzun vadeli büyüme konusunda bazı soru işaretlerini de beraberinde getiriyor.

Türkiye ekonomisinin büyüme potansiyelini destekleyen unsurlar:

• Artan İhracat: Türk ürünlerine olan talebin artması, ihracat gelirlerini yükseltiyor.
• Turizm Gelirleri: Turizm sektöründeki canlanma, döviz girişini artırarak ekonomiye katkı sağlıyor.
• Ekonomik Reformlar: Hükümetin uyguladığı yapısal reformlar, yatırım ortamını iyileştiriyor.

Ancak, enflasyon, işsizlik ve dış borç gibi sorunlar, Türkiye ekonomisi için hala önemli riskler oluşturuyor. Bu nedenle, sürdürülebilir bir büyüme için bu sorunların çözülmesi gerekiyor.

Küresel Ekonomideki Belirsizlikler

Dünya Bankası'nın küresel büyüme beklentilerini aşağı yönlü revize etmesi, dünya ekonomisinin karşı karşıya olduğu zorlukları gösteriyor. Özellikle, ABD-Çin ticaret savaşları, jeopolitik gerilimler ve enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar, küresel büyümeyi olumsuz etkiliyor. Bu durum, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için de riskler oluşturuyor. Çünkü küresel ekonomideki yavaşlama, Türkiye'nin ihracatını ve dış yatırım çekme potansiyelini azaltabilir.

Küresel ekonomiyi tehdit eden faktörler:

• Ticaret Savaşları: ABD ve Çin arasındaki ticaret gerginliği, küresel ticareti olumsuz etkiliyor.
• Jeopolitik Riskler: Ortadoğu ve Doğu Avrupa'daki siyasi istikrarsızlık, enerji fiyatlarını yükseltiyor.
• Enflasyon: Yüksek enflasyon, dünya genelinde alım gücünü azaltıyor.

Bu belirsizlikler karşısında, Türkiye'nin ekonomik direncinin artırılması ve dış şoklara karşı daha dayanıklı hale getirilmesi gerekiyor.

Dünya Bankası'nın büyüme tahminleri, Türkiye ekonomisi için hem fırsatlar hem de riskler barındırıyor. Türkiye'nin bu fırsatları değerlendirebilmesi ve riskleri minimize edebilmesi için, ekonomik reformlara devam etmesi, enflasyonla mücadele etmesi ve dış politikada istikrarlı bir duruş sergilemesi gerekiyor. Aksi takdirde, küresel ekonomideki olumsuz gelişmeler, Türkiye'nin büyüme potansiyelini olumsuz etkileyebilir.