BirGün yazarı Yaşar Aydın, son günlerde yapılan anketler ve siyasi gelişmeler üzerinden Türkiye'nin içinde bulunduğu gerilimi değerlendirdi. Aydın, bu gerilimin temelinde Erdoğan ve Bahçeli sonrası döneme dair belirsizliklerin yattığını vurguladı. Yazısında, Bahçeli'nin sağlık durumu ve Erdoğan'ın adaylık sorununun bu krizi derinleştirdiğine dikkat çekti.
Erdoğan'sız AKP ve Bahçeli'siz MHP Senaryoları
Aydın'ın dikkat çektiği anket sonuçlarına göre, Erdoğan'ın aday olmadığı bir seçimde AKP'nin oy oranı %13'lere kadar geriliyor. Bu durum, AKP'nin varlığının büyük ölçüde Erdoğan'a bağlı olduğunu gösteriyor. Benzer bir durumun MHP için de geçerli olduğu, Bahçeli'nin sağlık sorunlarının partinin geleceği hakkında soru işaretleri yarattığı belirtiliyor.
Aydın'ın yazısından önemli satırlar:
- "Bahçeli’nin sağlık durumu ve Erdoğan’ın adaylık sorunu, iki lider sonrası döneme dair krizi de büyütüyor."
- "Araştırmanın sonucuna göre Erdoğan’ın olmadığı bir seçimde AKP’nin oyu yüzde 13’lere kadar geriliyor."
- "MHP’nin Bahçeli’yle mi devam edeceği, yoksa yine Bahçeli’nin işaret ettiği yeni bir isimle mi süreceği önümüzdeki günlerin önemli sorularından biri olacak."
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Kriz
Aydın, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin Erdoğan ve Bahçeli'nin uyumu üzerine inşa edildiğini, ancak bu durumun aynı zamanda bir kriz kaynağı olduğunu ifade ediyor. İktidar bloğundaki herkesin aklında "Onlardan sonra ne olacak?" sorusu olduğunu ve bu durumun uzun vadeli planlar yapmayı engellediğini belirtiyor.
Aydın, "Türkiye’nin içinde bulunduğu gerilimin adı esas olarak “Erdoğan ve Bahçeli’nin dönemi bitti, sonrası nasıl olacak?” krizidir." diyerek mevcut durumun özünü özetliyor.
Türkiye'nin Geleceği Ne Olacak?
Türkiye'nin önünde iki seçenek olduğunu belirten Aydın, ya halk iradesiyle yeni bir düzen kurulacağını ya da rejimin bu krize bir çözüm bulacağını ifade ediyor. Mevcut durumda rejimin çözüm bulmak yerine muhalefete saldırmakla meşgul olduğunu, ancak halkın sorununun sadece isimler değil, sistemin kendisi olduğunu vurguluyor. Türkiye'nin geleceği, bu iki senaryodan hangisinin gerçekleşeceğine bağlı olacak.
