İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yönelik operasyonların ardından düzenlenen protestolarda tutuklanan üç öğrenci, kamuoyunda oluşan tepkilerin ardından bugün serbest bırakıldı. Halil Güney, Kadir Onur ve ismi açıklanmayan bir kadın öğrenci, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu kapsamında tutuklanmışlardı. Tahliye kararı, gençlerin yaklaşık iki haftadır süren tutukluluğuna son verdi.
Protestolar ve Gözaltılar
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na destek amacıyla İstanbul'un çeşitli ilçelerinde birçok protesto eylemi düzenlenmişti. Bu eylemler sırasında çok sayıda öğrenci, polis müdahalesiyle gözaltına alınmış ve bazıları "kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılmak" suçlamasıyla tutuklanmıştı. Bu durum, özellikle öğrenci çevrelerinde ve kamuoyunda büyük bir infiale yol açmıştı.
Tahliye Kararı ve Yankıları
Cumhuriyet'ten Ufuk Sepetci'nin haberine göre, tutuklu bulunan öğrenciler Halil Güney, Kadir Onur ve bir kadın öğrenci bugün tahliye edildi. Bu karar, özellikle sosyal medyada ve öğrenci platformlarında sevinçle karşılandı. Tahliye edilen öğrencilerin avukatları, kararın hukuki sürecin doğru işlemesi açısından önemli bir adım olduğunu belirttiler.
Türkiye'de Protesto Hakkı ve İfade Özgürlüğü
Türkiye'de protesto hakkı, Anayasa ile güvence altına alınmıştır. Ancak, son yıllarda protesto eylemlerine katılanlara yönelik gözaltı ve tutuklama uygulamaları, ifade özgürlüğü konusundaki tartışmaları da beraberinde getirmiştir. İnsan hakları örgütleri, Türkiye'de protesto hakkının daha etkin bir şekilde korunması ve ifade özgürlüğünün güvence altına alınması gerektiğini vurgulamaktadırlar.
- Anayasa Madde 34: Herkes, önceden izin almaksızın silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.
- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Madde 11: Herkesin asayişi bozmayan toplantılar yapmak, dernek kurmak, derneklere üye olmak hakları vardır.
Öğrencilerin tahliyesi, İBB protestoları sonrası yaşanan gerginliğin bir nebze olsun azalmasına katkı sağlayabilir. Ancak, protesto hakkı ve ifade özgürlüğü konusundaki tartışmaların devam edeceği öngörülüyor. Bu olay, Türkiye'deki siyasi atmosferin ve toplumsal kutuplaşmanın bir yansıması olarak da değerlendirilebilir. Öğrencilerin serbest bırakılması, gelecekte benzer durumlarda daha dikkatli olunması gerektiği yönünde bir mesaj niteliği taşıyor.