İstanbul'da AK Parti döneminde büyük bir ivme kazanan ve değeri 4 milyar dolara kadar yükselen İSPARK, CHP'li İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) yönetiminde tartışmaların odağına yerleşti. Özellikle 36 otoparkın mühürlenmesiyle birlikte, kurumun geleceği ve İBB'nin yönetim anlayışı hakkında çeşitli iddialar ortaya atılıyor.

İSPARK'ın Yükselişi ve Düşüşü

AK Parti döneminde İstanbul'un otopark sorununa çözüm üretmek amacıyla hayata geçirilen İSPARK, kısa sürede başarılı bir işletme modeline dönüştü. Modern otoparklar, teknolojik altyapı ve müşteri memnuniyetine odaklı hizmet anlayışı sayesinde İSPARK, İstanbulluların hayatını kolaylaştıran önemli bir aktör haline geldi. Şirketin değeri 4 milyar dolara kadar yükseldi. Ancak, 2019 yerel seçimlerinde İBB yönetiminin CHP'ye geçmesiyle birlikte İSPARK'ın yaşadığı değişimler tartışma konusu oldu.

Mühürlenen Otoparklar ve Ortaya Atılan İddialar

Son dönemde 36 İSPARK otoparkının zabıta tarafından mühürlenmesi, kurumun içinde bulunduğu durumu gözler önüne serdi. Mühürlenmeye gerekçe olarak otoparklardaki bakımsızlık ve güvenlik sorunları gösterildi. Bu durum, İBB yönetiminin İSPARK'a yeterli önemi vermediği ve kurumun kaderine terk edildiği yönünde eleştirilere neden oldu. Vatandaşlar, mühürlenen otoparkların bir an önce yenilenerek hizmete açılmasını talep ediyor.

• Otoparkların bakımsız bırakılması
• Güvenlik önlemlerinin yetersizliği
• Yenileme çalışmalarının yapılmaması

İBB yetkilileri ise konuyla ilgili yaptıkları açıklamalarda, İSPARK'ın mali durumu ve işletme süreçlerinde yaşanan sorunlara dikkat çekti. Kurumun zarar ettiği ve bu nedenle gerekli yatırımların yapılamadığı savunuldu. Ancak, bu açıklamalar kamuoyunda farklı yorumlara yol açtı. Bazı kesimler, İBB yönetiminin İSPARK'ı bilinçli olarak kötü yönettiğini ve özelleştirme hazırlığı içinde olduğunu iddia etti.

İSPARK'ın Geleceği Ne Olacak?

İSPARK'ın geleceğiyle ilgili belirsizlik sürerken, İstanbul'daki otopark sorununun daha da derinleşmesinden endişe ediliyor. Uzmanlar, İBB yönetiminin İSPARK'a yönelik stratejik bir planlama yapması ve kurumun yeniden yapılandırılması gerektiğini vurguluyor. Aksi takdirde, İSPARK'ın değer kaybetmeye devam edeceği ve İstanbul'un otopark sorununa çözüm üretemeyeceği belirtiliyor. İSPARK'ın durumu, İstanbul'un ulaşım politikaları ve İBB'nin yönetim anlayışı açısından önemli bir gösterge olarak kabul ediliyor.