Saraçhane eylemlerinde yaşananlar Türkiye gündemine bomba gibi düştü! CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'na destek gösterileri sırasında gözaltına alınan ve "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasıyla 45 gündür tutuklu bulunan gençlerin iddianamesi sonunda hazırlandı. İddianamede yer alan ifadeler ise adeta hukuk tartışması başlattı. Tutuklu 14 ve tutuksuz yargılanan 2 kişi için, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 299. maddesi uyarınca "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

"Orada Bulundunuz" Gerekçesiyle Hapis Talebi

İddianamede yer alan en dikkat çekici nokta ise, bazı sanıkların yalnızca "sloganları atan grubun içerisinde bulunduğu" için, bazılarının ise "slogan atan grubun yanında olduğu" için 4 yıla kadar hapisle cezalandırılması talebi. Bu durum, "toplu cezalandırma" ve "ifade özgürlüğü" gibi temel hukuk ilkeleri açısından ciddi soru işaretleri yaratıyor. İddianameyi değerlendiren hakim, 14 gencin tutukluluk halinin devamına karar verirken, ilk duruşmanın 30 Mayıs Cuma günü Silivri'deki Marmara Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü'nde ayarlanacak duruşma salonunda yapılmasına hükmetti.

Hukukçulardan Tepkiler Yükseliyor

Bu gelişme üzerine birçok hukukçu ve sivil toplum kuruluşu, iddianamede yer alan suçlamaların hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak tepki gösterdi. Özellikle, "slogan atan grubun yanında bulunmak" gibi muğlak bir gerekçeyle insanların cezalandırılmasının, hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu vurgulanıyor. Ayrıca, bu tür davaların siyasi baskı altında yürütüldüğü ve yargının bağımsızlığına gölge düşürdüğü eleştirileri de dile getiriliyor.

İfade Özgürlüğü ve Toplanma Hakkı Tartışması

Saraçhane eylemlerinde yaşanan bu olay, Türkiye'de ifade özgürlüğü ve toplanma hakkı gibi temel hakların ne kadar güvence altında olduğu sorusunu bir kez daha gündeme getirdi. Anayasa'da güvence altına alınan bu hakların, siyasi iktidarın hoşuna gitmeyen görüşlerin ifade edilmesi durumunda nasıl kısıtlandığına dair endişeler artıyor. Bu durum, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik süreci ve uluslararası arenadaki imajı açısından da olumsuz sonuçlar doğurabilir.

Saraçhane eylemlerinde yaşanan bu olay, Türkiye'de hukuk sisteminin ve yargı bağımsızlığının ne kadar tartışmalı bir durumda olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. "Slogan atanların yanında bulunmak" gibi bir gerekçeyle insanların cezalandırılması talebi, hukuk devleti ilkesine ve temel haklara aykırı bir uygulama olarak değerlendiriliyor. Bu durumun, Türkiye'nin uluslararası arenadaki imajını olumsuz etkilemesi ve Avrupa Birliği üyelik sürecini zora sokması bekleniyor.